Not known Facts About sohbet
Not known Facts About sohbet
Blog Article
Konya ahalisinden pek çOkay kişi, İlyas Çaha-Yusuf Şar Bankası’na gelerek kredi ihtiyaçlarını temin etmişlerdi. Müşterilerine güleryüz gösteren banka Osmanlı Bankası’nın müşterine sağladığı her hizmeti verdiği gibi üstelik de bunu daha az bir ücret karşılığı yaparak, Ziraat Bankası’ndan sonra Konya’nın en önemli mali kuruluşlarından birisi olmuştu. Ancak bu durum I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla değişmiş, mali güçlerini artworkıran İlyas Çaha-Yusuf Şar Bankası, İngiliz ve Yunan elçilikleri ve İtilaf devletlerinin tesirinde kalarak onlardan gördükleri destekle Konyalılar üzerinde siyasi baskı kurmaya başlamışlar, yıllarca birlikte yaşadıkları komşularına dahi hoş olmayan tavırlar sergilemeye başlamışlardı.
Fotoğrafta (32) ilk kez gördüğümüz soldaki köşesi yuvarlatılmış dört katlı bina, Konya’nın bilinen ilk apartmanı olan Hayat Apartmanıdır ve 1937 yılında Hüküsatisfied Bulvarı’nın kuzeyine, İnhisarlar İdare Binası’nın tam karşısına eskinin Baltacıoğlu, bugünün Mazhar Babalık sokağının köşesine inşa edilmiştir. Sokak içinde Hayat Apartmanının hemen yanındaki ada Babalık Gazetesinin çıkarıldığı Babalık Matbaası ve İdaresidir. Fotoğrafın tam sol köşesinde görülen yapı da 1938 yılında Cumhuriyet Meydanı ile Hüküachieved Bulvarı’nın kesiştiği köşeden bir önceki parsele inşaa edilen Konya’nın Belediye Sineması’ndan (Gökalp Tiyatrosu) sonraki ilk fashionable sinema salonu olan Yeni Sinemadır.
Fotoğraf 33A- Bu fotoğrafta ve bir sonrakinde, yazıya başladığımdaki ilk fotoğraftan geriye arka plandaki cami ve benzeri büyük yapıları saymazsak eğer, bir tek Yusuf Şar Konağı’nın kalmış olduğu görülür.
1860’larda Lübnan’dan Dürzi’ler ile yaşanan çatışmada büyük bir kıyıma uğrayan ve kaçarak Fransızların himayesinde Konya’ya gelen Katolik Kilisesi’nin Doğu ayin usulüne bağlı bir grup olan Maruniler, Osmanlı Devleti topraklarında kısmi bir özerklik kazanmışlardı.
Bu sırada bir müşterileri ile yaşadıkları mükerrer senet meselesi yüzünden mahkemelik olmuşlar, tahkikatlar, yazışmalar, tekrar eden itirazlar uzamış gitmiş, Dahiliye Nezareti’ne kadar intikal etmişti. 1917 yılına gelindiğinde Konya’da gayrimüslümler arasında Dünya savaşı sırasında düşmanla işbirliği yaptıkları ve Konya Ekonomisine zarar verdikleri gerekçesiyle tehcir başlamış, göç ettirilenler arasına,
“Babalık”, her zaman Milli Mücadele’nin yanında yer almış, 1921’den itibaren matbaasını ve sayfalarını Milli Mücadeleye tahsis etmiş, click here yayınlarını da o milli dava üzerine yoğunlaştırmıştı. Yunanlılarla savaşı ve onların yaptıkları tahribatları, zaferleri gününü gününe halka duyurmuş, Kurtuluş Savaşı’nda halkın milletçe yekvüMinimize olmasını sağlamış, Yunan ordusu üzerine atılan iki milyon rumca beyannameyi kendi matbaasında üstelik gazetenin iki rum mürettibine rumca hurufat ile dizdirerek parasız basmıştı. Beyannameler kolordu tarafından alınıp düşmale cephelerine uçaklar ile atılmıştı.
Bodrum kat, zemin kat, birinci kat ve çatı katından oluşan dört katlı Konak, taş ve ahşap işçiliğinin Konya’daki en güzel örneklerinden birisidir. Konak, orta sofalı “karnıyarık” prepare şemasına sahip, köşe parsele yerleştirilmiş, iki girişli bir yapıdır.
kursu açılmış ve gazetelerde çOkay öncesinden bunun duyurusu yapılmış, Muallimler Birliği, Cumhuriyet
Hoş artık rant uğruna koskoca sit alanları, korular, tarihi eserler bile bir kalemde gözden çıkarılabilmekteyken günümüzde...
Bab-ı Aksaray’da yolcu atlarının tımarını yapan 15-16 yaşlarında yetim bir çocuktur tımarcı Osman. 1890’larda Osman’ın çamaşırcılık yapan fakir anasına mapusane müdürü hayrına Konya mapusanesinde idam edilen bir mahkumun üzerinden çıkartılan elbiselerini verir, kadıncağız elbiseleri eve getirir, yıkayım der ancak sıra kuşağa gelince bir ağırlık farkeder, bir de bakar ki kuşağın içine ustaca yerleştirilmiş yüzlerce altın vardır.
açılan bir kuyuya bağlanıp üzeri de kapatılınca şikayetler azalmıştı. Alâeddin Tepesi’nin eteklerinde Gökalp Tiyatrosu olarak inşaa edilen sonraları Belediye Sineması’na dönüşen büyük ahşap binanın elektriği de artık bu tesisten
70’li yıllarda çekmiş olduğum bir fotoğrafta bir diğer Maruni Evi, yine Atatürk Caddesi üzerinde İkiz Evlerden birkaç advertisementım ötede tam Zafer Meydanına bakan bir konumdaydı. Sanırım günümüzde yerine yapılan bina Fatih Sürücü kursu veya onun bir öncesidir.
Beneath the answer, you’ll uncover backlinks on the content articles which the chatbot made use of to create its response, together with the relevant snippet it pulled its facts from. The Software relies on a large language model from OpenAI, even so the Washington article
Giriş cephesindeki asimetrik düzen ve kaplama gibi duran mermer işlemeli taşların aslında tuğla duvarın içerisine kadar gömülü olması ve eski fotoğraflarda da aynı şekilde görünmesi bu işlemeli taşların devşirme (yıkılan başka bir mimari yapıdan alınmış) olduklarını düşündürmektedir. Kapı üzerinde mermer üzerine sülüs ile arapça bir kitabe yazılmıştır. Kitabede; “Bu buk’ayı* 824 (1421) yılında Mehmed İbn-i Alâ-ed-din’in hükümdarlığı zamanında - Allah memleketini muhalled** etsin - hayrat ve hasenat sahibi Hatıplı Hacı Has Bey oğlu Mehmed - Allah şanını yüceltsin - inşa etti ve Dâr-ül-huffâz yaptı.” diye yazmaktadır.
Report this page